Ay: Dünya İçin Yaratılmış Gök Cismi
Evrenimizi, içinde yer aldığımız Samanyolu Galaksisi’ni, Güneş Sistemimizi ve üzerinde yaşadığımız Dünya gezegenini kuşatan sayısız kanun, denge ve ölçü vardır. Bunların her biri canlı yaşamına imkân sağlayacak bir evreni oluşturarak “mucizevi” bir biçimde düzenlenmişlerdir.
Evrenimizi detaylı olarak incelediğimizde en temel kozmik kanunlarından en kritik fiziksel değerlere kadar hepsinin son derece hassas ölçülere göre ayarlanmış olduklarını görürüz. Bu ayarların da canlı yaşamı için gereken en ideal değerlerde olduklarını hayretle fark ederiz.
Evrenin genişleme hızından Dünya’nın Samanyolu Galaksisi’ndeki konumuna, Güneş’in yaydığı ışığın cinsinden suyun akışkanlık değerine, Ay’ın Dünya’ya olan uzaklığından, atmosferdeki gazların oranına kadar sayısız faktör canlı yaşamının var olması için en ideal ölçülerde ayarlanmıştır. Öyle ki bu ayarların sadece birindeki en ufak bir sapma dahi evrende canlı yaşamının asla oluşamaması anlamına gelir.
Söz konusu hassas dengelerden birinin dahi tesadüfler sonucunda ideal değere sahip olması kesinlikle ihtimal dışıdır. Evrendeki binlerce ölçünün ayrı ayrı özel olarak ayarlanmış olması ise insan aklının kavrama sınırlarının çok ötesinde bir mucizedir.
Evrende insanoğlunun var olması ve yaşamını sürdürebilmesi için gereken şartların her biri, “tek tek” birer mucize niteliğindedir. İşte bu mucizelerden biri de Ay’dır.
“…Güneş`i ve Ay`ı sizin emrinize verdi.” (Nahl Suresi, 12)
Atmosferi olmayan, üzeri kraterlerle kaplı, toz ve kayalarla dolu bir küre parçası olan Ay, Dünya’nın tek uydusudur. Ay’ın yarıçapı, Dünya’nın yarıçapının yaklaşık dörtte biri; hacmi, Dünya’nın hacminin yaklaşık 50’de 1’i; kütlesi ise, Dünya’nın kütlesinin yaklaşık 81’de 1’i kadardır. Ay, Dünya’nın merkezinden yaklaşık 385.000 km uzaklıkta bulunmakta ve Dünya etrafındaki bir dönüşünü 29,5 günde tamamlamaktadır. Ay, kendisini koruyacak bir atmosferden ve manyetik kalkandan yoksundur.
Ay Olmasaydı Yeryüzü Ölümcül Kasırgalar ile Kavrulurdu
Jüpiter ve Satürn gezegenleri kendi etraflarında çok hızlı dönerler. Bu gezegenlerde 1 gün yaklaşık 10 saat sürer. Bu sebeple yüzeylerinde doğu-batı doğrultusunda saatte hızı 500 km.ye varan sert rüzgârlar eser. Bu gezegenlerin atmosferlerinde ve dönme yönlerinde bu şiddetli rüzgârların yol açtığı toz bulutları dünyadan teleskoplarla görülebilmektedir.
Peki, Dünya’yı böylesine ölümcül rüzgârlardan koruyan neden nedir? Bu sorunun cevabını bulabilmek için Ay ve Dünya arasındaki çekim kuvvetini incelemek gerekir.
Ay’ın dünya üzerindeki çekim kuvvetinin zayıf olması, dünyadaki okyanus ve denizlerin kabarmasına veya alçalmasına neden olur. Bu olaya gel-git denir ve Ay’ın konumuna göre kabarma veya alçalma, çekilme olayları gözlenir. Dünya’daki gel-git olaylarının üçte biri Güneş, geri kalanı ise Ay’ın çekim kuvveti sebebiyle oluşmaktadır.
Eğer Ay var olmasaydı Dünya üzerinde gel-git olayı olmayacak; dolayısıyla da Ay’ın dünyanın dönüşü üzerindeki frenleme etkisi olmayacak ve Dünya şimdikinden çok daha hızlı dönecekti. Bundan dolayı hava, kara ve denizler arasındaki ısı değişimi daha hızlı olacak ve yeryüzünde doğu-batı doğrultusunda saatteki hızı yüzlerce kilometre olan kasırgalar esecekti. Bu durumda Dünya, canlıların yaşamasına imkân tanımayan şiddetli fırtınaların ve kasırgaların hiç kesilmediği bir gezegen olurdu.
Günler Kısalsaydı Yeryüzündeki Canlılar Bundan Olumsuz Etkilenirdi
Ay, okyanusları kendine doğru çekerek Dünya’nın dönüş hızını yavaşlatır. Bu sayede 1 gün 24 saat sürer. Eğer Ay’ın bu etkisi olmasaydı Dünya`nın kendi ekseni etrafındaki dönüş süresi oldukça kısalır; bir gün 8-10 saat sürerdi. Bu ise başta insan olmak üzere kompleks yapıda olan canlıların yaşaması için elverişsiz şartların meydana gelmesi demektir.
1 gün 8 saat olacağı için başta insan olmak üzere bazı canlıların biyolojik saatleri ile gün saati arasındaki farktan dolayı yaşam karmaşık bir hal alacak ve birtakım biyolojik dengesizlikler belirecekti. Ay olmasaydı Ay ışığında etkinliğini sürdüren canlılar gelişmezdi. Bilindiği gibi, bazı canlı türleri üreme için Ay`ın evrelerini izlemektedirler. Ay olmadığından denizlerde kabarma hâdisesi düşük olacak ve gel-gitlerde besin bulan, yuva yapıp üreyen birçok deniz canlısı yaşayamayacaktı.
Ay Olmasaydı Dünyanın Eksenindeki Eğim Değişirdi
Ay, Dünya’nın dönme ekseninin 23,5 derecelik bir açıda dengelenmesinde de rol almaktadır. Eksendeki bu eğim açısı, kutupların ve Ekvator’un dengeli miktarda Güneş ışığı almasına vesile olur. Böylece Dünya’da uygun iklim koşulları ve mevsimler oluşarak, hayat devam eder. Ay’ın etkisiyle oluşan Dünya’nın eksenindeki 23,5 derecelik eğim, görüldüğü gibi yaşamsal bir öneme sahiptir. Eğer Ay’ın Dünya’dan uzaklığı ya da kütlesi şimdikinden farklı olsaydı bu eğim değişiklik gösterecek ve bu da dünyada olumsuz birçok büyük etki meydana getirecekti.
Ay’ın Dünya’nın Manyetik Alanı Üzerindeki Etkisi
Uzaydan gelen kozmik ışınların çoğu, Dünya’ya giydirilen manyetik alan tarafından zararsız hâle getirilir. Çok azı da, Dünya’ya ulaşıp atmosferdeki ve yeryüzündeki kimyasal olayların meydana gelmesinde rol oynar.
Ay olmasaydı Dünya, dolayısıyla da dünyanın merkezi de hızlı dönecekti. Dünya’nın merkezinde hızlı dönen sıvı dış çekirdek sebebiyle manyetik alan da daha kuvvetli olacaktı. Bu durumda hem atmosferin yapısında değişiklikler meydana gelecek, hem de bazı bakteriler ve manyetik alanı kullanarak yön bulan deniz kaplumbağaları, somon balıkları, yılan balıkları, güvercinler, göçmen kuşlar gibi birçok canlı olumsuz etkilenecek ve çeşitli ekosistemler bugünkünden çok daha farklı olacaktı.
Ay, Dünya’nın manyetik alanının bugün var olan en uygun şiddette olmasını sağlayarak; yeryüzünün öldürücü kozmik ışınlardan korunmasına katkı sağlamaktadır.
Ay’ın, Dünya’nın Isısına Katkısı ve Dünya’ya Kalkan Görevi Görmesi
Ay’ın Dünya üzerindeki bir başka etkisi de, Güneş’ten gelen ışığı yansıtarak Dünya’nın 0,2 ºC ısınmasına sebep olmasıdır. Herhangi bir yerde bu oranda bir ısı artışı önemsiz görülebilir. Ancak Ay’ın, vesile olduğu Dünya ortalamasındaki bu ısı artışı, insan hayatı üzerinde fark edilebilir etkilere sahiptir.
Ay, Dünya’yı Bir Kalkan Olarak Korur
Uzay boşluğunda pek çok göktaşı gezer. Bunlar Dünya’ya ulaşacak olsa canlılığı son derece olumsuz etkileyebilirlerdi ancak Ay, göktaşlarına karşı bir kalkan vazifesi görür ve Dünya yüzeyine daha fazla göktaşı düşmesine engel olur.
Ay, Dünya için Yaratılmış Özel Bir Gök Cismidir
Yüce Allah, Ay`ı yeryüzünde insan yaşamına elverişli koşulların var olması için özel olarak yaratmıştır. Allah, Ay’ın Dünya’dan uzaklığını, içindeki elementleri ve bunların miktarlarını, hacmini ve kütlesini, çekim gücünü, yörüngesini ve dolanım süresini hep en ideal ölçülerde yaratarak yeryüzünde canlıları en uygun ve güzel bir şekilde yaşatmaktadır.
Allah, Güneş’i ve Ay`ı insanların hizmetine verdiğini ve bunların her birinin Rabbimiz`in sayısız nimetlerinden olduğunu Kuran`da şöyle bildirmiştir:
“Güneş’i ve Ay’ı hareketlerinde sürekli emrinize amade kılan, geceyi ve gündüzü de emrinize amade kılandır. Size her istediğiniz şeyi verdi. Eğer Allah’ın nimetini saymaya kalkışırsanız, onu sayıp-bitirmeye güç yetiremezsiniz. Gerçek şu ki, insan pek zalimdir, pek nankördür”. (İbrahim Suresi, 33-34)
Yazar / Aylin Yılmaz / İstanbul Üniversitesi Fizik Bölümü